7 Şubat 2010 Pazar

Fontlar ve Harcadıkları




Tom ve Matt adında gençten iki arkadaş "Measuring Type" adlı deneysel bir çalışma yapmış.. Ellerindeki tükenmez kalemlerle duvara farklı fontlarda "sample" kelimesini yazmışlar ve en çok hangi fontun mürekkep harcadığınnı gözlemlemişler.

Kartuşlarınız çabuk bitmesin istiyorsanız bunu dikkate alabilirsiniz derim ben...


4 Şubat 2010 Perşembe

Nefes: Vatan Sağolsun (2009)

Kapalı gişe oynayan filmleri sinemada izleyemiyorum nedense. Kalabalık ortamlardan rahatsız olduğumdandır, bir de bilet bulabilmek için iki saat önceden gitmek falan...

Geç de olsa izledim, son yıllarda izlediğim en iyi filmlerden biri olan Nefes'i, daha öncelerden pek tanımamış olduğumuz Mete Horozoğlu'nun mükemmel oyunculuğnda...

Gayet önyargılı yaklaştım ben bu filme. Evet dedim, yine ucuz milliyetçilik yapmışlardır, öcü kürtler ile kahraman Türk askerinin mücadelesini yansıtıp "şehitler ölmez, vatan bölünmez" tadında sosyal mesajlar vererek sonlandıracaklardır diye düşündüm ama biliyor musunuz, alakası yok. Asker psikolojisinin getirisi/götürüsü olan normal dozda milliyetçilik haricinde ki son sahneye kadar o bile çok belirsiz- Türklükle, Kürtlükle falan alakası yok bu filmin. Tür olarak savaş filmi sevmem, çok az izlemişliğim vardır, belki de bu yüzden bilmiyorum ama an itibariyle izlediğim en iyi savaş filmlerinden biridir. Efektler muazzam, kesinlikle hiç biri sırıtmıyor. Konunun kahraman türk askeriyle falan da uzaktan yakından alakası yok (intikam ateşiyle yanan komutanın hal,tavır ve davranışları buna örnek) hikayenin geçtiği karakoldaki hiç bir insanın vatan sevdasıyla dağlara çıktığına dair gerçek üstü bir takım söylemler içermiyor. Tatlı-sert komutanın hanımına yazdığı mektuptaki "benim vatanım sensin" tarzı söylemlerle inceden mesaj veriyor, yıllardır boşa dökülmekte olan kanın, bir hiç uğruna harcanan gencecik hayatların rahatsız edici, iç acıtıcı bir özetini yapıyor.

Doktor Orhan'ı öldürmüştür. Komutan bu yüzden Doktor'u öldürmek istemektedir. Bu nedenle Doktor'un ekibinden -sevdiği olduğunu tahmin ettiğimiz- kadını yaralar ve kısmen işkence eder. Bunun üzerine doktor komutan'ı öldürmeye and içer ve siz bu kısır döngünün, ülkemizin senelerdir içinde bulunduğundan farklı olmayan bu döngünün içinde kısılır kalırsınız. Sahi, doktor orhan'ı öldürmüştür en önce filmin kronolojisinde, peki ya orhan acaba öncesinde kimi öldürmüştür de daha önce ölen bir dostunun, kardeşinin intikamını almıştır? Komutanın "ben salak değilim" şeklinde, gene inceden mesaj vererek savaşın manasızlığına, birbirini öldürerek hiç bir şeyin çözülemeyeceğine değinmesi filmin vermek istediklerini özetlemektedir kanımca. Sahi, sevmek bu kadar mı zor..?


Belki bana kızacaklar ama şöyle bir şey de var;

http://en.wikipedia.org/wiki/Spain
http://en.wikipedia.org/wiki/Turkey

Tek resmi dilimiz var diye refah düzeyimiz İspanya'dan daha mı yüksek? Yoksa "insanlar yok yere ölsün ama tek resmi dilimiz olsun" fikrini savunmaya devam mı edelim. Peki o zaman "Vatan Sağolsun"!