15 Ocak 2010 Cuma

Cuma akşamını evde geçirmek ve Türk televizyonu


Geçtiğimiz Cumartesi'den beri içinde bulunduğum yoğun tempo ve az miktarda uykuya Cuma öğle sonrası basketbol oynamaca eklenince vücudum "bu Cuma evde kalalım" sinyalini verdi. Vakitsiz uyumalarım ve hafta boyunca yaptığım yaklaşık 1100 km yol da halsizliğimin başrol oyuncuları oldu.

Tahammül sınırlarımı zorladığı için uzun zamandır TV izlemeyi tercih etmiyordum, yeniden şans vermenin zamanı gelmişti. Öyle cırt kanalların da değil, medya devlerimizin yayınladıkları şeyler şunlar.

Show TV - Melekler Korusun
Star - Kadrinin Götürdüğü Yere Git (Sakın gitme! Sonuçta sinema filmidir, şans vermek gerekir diye başladım ama Şafak Sezer beni yine yanıltmadı. Eleştiri bile haketmiyor, o kadar yani.)
Atv - Adanalı (Dünyanın en yavaş ilerleyen dizisi olduğunu düşünmekteyim)
Kanal D - Hanımın Çiftliği

Digital yayınlar da ilk çıktığı zamanki kadar hakkını vermeyince neden bu kadar sık çıktığımızı anlıyorum. Boşuna aptal kutusu dememişler. Maçlar başlasa bari...


... ve sonunda sevgiliden gelen telefon "hadi film izleyelim" 21.34'e kadar sabredebildik. Daha söyleyeceklerim vardı oysa ki...

Hiç yorum yok: